İngiliz Müzik Dünyası’nın En Büyük Telif Kavgası: The Rolling Stones ve The Verve, Telif Hakkı Davası

 

İnsanlık henüz evrimini tamamlamasının ilk çağında dahi mağara duvarlarına resimler çizmek veya araç gereç yapmak suretiyle yaşamlarını yitirmelerinden sonra da kendilerinin anılmasını sağlayacak eserler bırakmışlardır. İnsanoğlunun sonsuzluğa erişme çabası ve yaratma konusundaki bu becerisi teknoloji ve yaşamın günümüzdeki şeklini almasına neden olmuştur. Elbette ki bu kadar çeşitli, sıradışı, estetik ve bazı hallerde de hayatı kolaylaştıran eserlerin ortaya çıkarılması, bunların korunmasını da haklar açısından kaçınılmaz kılmıştır. Bu gelişmeler ile birlikte fikri mülkiyet hukuku dediğimiz alan açığa çıkmış ve bu bağlamda ortaya çıkan fikri ürünlere hukuk nezdinde korumalar sağlanmıştır.

 

Fikri mülkiyet hukuku diğer hukuk dallarından farklı olarak, kendine özgü(sui generis) yapıya sahip olan, dolayısıyla ayrı olarak değerlendirilmesi gereken bir hukuk dalıdır. Bu haklar somutlaştıkları nesneden bağımsız olarak da ileri sürülebilmektedirler. Sui generis yapıyı haiz oluşu bu dalın uluslararası niteliğinin günden güne artmasına ve hukuk sistemleri farklı dahi olsa ülkelerin düzenlemelerinde birbirlerine uyum sağlamasına yardımcı olmuştur. Öncelikle bu düzenlemeler hakkında genel bir bilgi verilmesi bahsedeceğimiz telif davasının hukuki yönünün anlaşılmasına yardımcı olacaktır.

 

Fikri mülkiyet hakları, telif hakları ve sınai mülkiyet hakları olarak iki gruba ayrılmaktadır. Bahsedeceğimiz davanın hukuki konusunu telif hakları kısmı oluşturmaktadır. Telif haklarının hangi eser türleri üzerinde söz konusu olacağı numerus clausus(sınırlı sayı) ilkesince ilgili mevzuatta sayılmıştır. Bu kapsamda sayılanlar haricinde bir eser türüne koruma sağlanması mümkün olmayacaktır. Telif haklarının korumasına tabi eserler; ilim-edebiyat eserleri, musiki eserleri, sinema eserleri ve güzel sanat eserleri şeklinde sıralanabilir. Bir eserden söz edilebilmesi için bahse konu ürünün belli şartları taşıyor olması gerekir. Bu şartlar şekli şart, sübjektif şart ve objektif şart olarak ayrılır. Şekli şart eserin yukarıda belirtmiş olduğumuz tahdidi olarak sayılan eser türlerinin kapsamına girmesidir. Yukarıda sayılan 4 türden birine dahil olmuş ürün şekli şartı sağlamış olacaktır. Sübjektif şart ise eserin kendisini oluşturan kişinin hususiyetini taşımasıdır. Telif hakları açısından belki de en önemli şartı oluşturmaktadır zira eserin, sahibinin hususiyetini taşımaması durumunda telif uyuşmazlıkları gündeme gelmektedir. 

 

Hususiyet açısından 3 unsur önem arz etmektedir. Bunlar;

-       Fikri ürünü yaratanın, serbest biçimlendirme alanının varlığı

-       Fikri üründe, genelin üstünde bir özelliğin varlığı,

-       Fikri üründe, amaca uygun olanın üstünde bir özelliğin varlığı. 

Bu unsurlar değerlendirildiğinde fikri ürünün zaten ortaya çıkacak bir sonuç olmayıp, şahsın çabasının ve fikrinin bir ürünü olmasının gerekmekte olduğu görülmektedir.  

Son olarak objektif şart açısından ise ürünün tasarrufa elverişli ve üçüncü kişilerce algılanabilir olması gerekmektedir. Bu şart teknik açıdan bir cihaza kayıt zorunluluğu gütmemektedir. Sözgelimi, aşık bir kişinin spontane olarak söylediği şiir, izinsiz şekilde bir başkası tarafından kaydedilerek çoğaltması ve yayımı hak ihlalidir.[1]

Bahsedilen şartları sağlayan eser artık telif hakları kapsamında koruma bulabilecektir. Telif hakkı koruması için herhangi bir tescil zorunluluğu bulunmamakta ancak olası bir telif hakkı ihlali halinde hakkın ispatı açısından bir bildirim yapılması hak sahibinin yararına olacaktır. Eser ortaya çıktığı anda eser sahibi eser üzerindeki hakların da sahibi olmaktadır. Koruma konusunda günümüze kadar farklı ilkeler kullanılmış olmakla beraber, günümüzde bu ilkeler üzerinde bir birlik sağlandığı söylenebilir. Genel olarak ülkeler ülkesel koruma ilkesini kabul etmiş olmakla birlikte, fikri mülkiyet alanında adeta kurucu niteliğe sahip olan Bern Anlaşması sayesinde uluslararası bir koruma da söz konusu olmaktadır. Aslen ülkesel koruma ilkesi yalnızca ülke çapında bir koruma sağlamaktadır. Buna karşılık, Bern anlaşması fikri mülkiyet hakları açısından bölgesel ve uluslararası ofislerin de kurulmasını sağlayarak bu hakların üye olan tüm devletlerde korunmasına ortam hazırlamıştır. 

Fikri mülkiyet hakları açısından bu genel bilgilendirmeden sonra söz konusu dava açısından İngiltere’de müzik alanında nasıl bir uygulama olduğuna bakmak gerekiyor. 1988 tarihli Copyright, Design and Patents Act müzik alanında telif hakkı koruması için şu şartları öngörmüştür:

 

-       Eserin nota olarak yazılmış olması, bir teknik cihaz ile kaydedilmiş olması ya da başka bir formda sabit olması şartlarından birinin gerçekleşmesi,

 

-       Sahibinin hususiyetini taşıması ve daha önce var olmamış bir eser olması,

 

-       Eserin sahibinin İngiliz olması, İngiltere’de ikamet etmesi, eserin ilk olarak İngiltere’de piyasaya sunulması ya da Bern Anlaşması’na üye ülkelerden birinde ortaya çıkması gerekmektedir.

 

Somut olaya gelecek olursak İngiliz müzik grubu The Verve 1997 yılında çıkarmış olduğu Bitter Sweet Symphony parçası ile büyük bir hit yakaladı. Ancak eserin giriş kısmında ve keza arka ses olarak kullanılan keman sesleri direkt olarak The Rolling Stones isimli grubun “The Last Time” parçasının Andrew Oldham Orkestrası tarafından çalınmış halinden oluşuyordu. Bu seslerin telif hakkının The Rolling Stones’a ait olması neticesinde yalnızca küçük bir örnek alınmayıp “infringed” olarak tarif edilen hakka tecavüzün gerçekleştiğine mahkemece karar verildi. Bu kapsamda şarkının telif hakları The Rolling Stones’a geçti ve emeği geçenler kısmına The Rolling Stones grubunun şarkı yazarları Keith Richards ve Mick Jagger’ın da isimleri eklendi. Uzun yıllar süren kavganın ardından 2019 yılında telif hakkı sahipleri Keith Richars ve Mick Jagger kendilerine ait olan telif hakkını şarkı yazarı ve The Verve’ün solisti Richard Ashcroft’a devretti. Bu devir telif tartışmasını sona erdirdi ve haklar tümüyle The Verve grubuna ait oldu.

 

Bahse konu ihlalin okurlar tarafından da görülmesi açısından ihlale konu olan parçayı ve Bitter Sweet Symphony şarkısını eke bırakıyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=1lyu1KKwC74

https://www.youtube.com/watch?v=9YrllfAMwHI

 

 

KAYNAKÇA:

 

www.Radiox.co.uk

 

www.npr.org

 

www.bl.uk

 

Suluk, Karasu, Nal, Fikri Mülkiyet Hukuku, 4. Bası, Seçkin, Ankara 2020


[1] Nal/Suluk (Karasu), Fikri Mülkiyet Hukuku, 4. Bası, Seçkin, Ankara 2020, s. 45

Previous
Previous

Uluslararası Hukuk Açısından Mültecilerin Statüsü

Next
Next

Türk Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk Uygulamasının Yeri ve Etkileri